Ismail Yk Ile Süper Röpörtaj(22-05-2008)

- Hazırlıklar yine Almanya’da mı yapıldı?
Evet yine Almanya'da hazırlandık. Çünkü ben tek başıma değilim. Kardeşlerimle beraber çalıştığımız için mecburen
Almanya'da yapıyoruz albüm hazırlıklarını.

- Almanya'da yaşıyorsunuz. Buna rağmen burada büyük bir hayran kitleniz var. Bunun sırrı nedir?
Burada olmadığım zaman bile müziğim dinleniyor, kliplerim izleniyor. Dinleyici için önemli olan kulaktır. Manken değilim ki ben! Manken ya da oyuncu olsam her zaman görünmem gerekir. Ama müzisyen olduğum için kulağa hitap ediyorum. Tamam TV’ye çıktığım zaman şık kıyafetlerle güzel şovlar yapmam gerekiyor. Zaten insanların kalbine girdikten sonra atmak zor olur. Sürekli ortaya çıkıp, olay olmaya hiç gerek yok.

- "Korkusuzlar" ilk dizi deneyiminizdi. 4 bölümden sonra yayından kaldırıldı. Neden?
23.30’da başlayan diziyi kim izler! Ayrıca benim de hoşuma gitmedi o ekip çalışması.

- Ekiple anlaşamadınız mı?
Öncelikle teklifi hayranlarım benim dizi oynamamı istedikleri için kabul etmiştim. Kendimi anlatamadım dizide. Yani kendi karakterimin yüzde 30’unu oynayabilseydim çok iyi olacaktı. Bir polisi canlandırıyordum. İstiyordum ki; biraz daha macera olsun. Ama polis olarak belli bir sınırımız vardı. Yaramazlık yapamıyorsun. İki elin yanında öyle durman lazım. Yani o rol bana uymadı. Beni rahatsız eden bir diğer şey de; bana dublaj yapılmasıydı. Kendi sesim kullanılsa daha iyi olurdu. Bu dizi yüzünden kendi sesimden soğudum!

REKLAMIN İYİSİ KÖTÜSÜ OLMAZ

- “Şapur Şupur”la başlayan şarkı isimleri, “Bas Gaza”yla devam ediyor. Dikkat mi çekmeye çalışıyorsunuz?
Şarkılarımda kullanılan kelimeleri ben gerçek hayatta sevgilime söylerim. Mesela normalde şarkılarda; “Yar” kelimesi çok fazla kullanılmıyor. Herkes sevgilisine; “Canım, aşkım” diye hitap ediyor. Ama ben; “Yar” derim. Enteresan şeyleri şarkı sözlerimde kullanmak hoşuma gidiyor. Aslında bana enteresan gelmiyor bu durum ama insanına göre değişiyor tabii.

- Eleştirildiğiniz zaman; “Kendimi yeterince ifade edemedim” diye düşünüyor musunuz?
Ben de hiç alınganlık duygusu yok. Bazen çevremdekiler bana; “Bak böyle bir haberin çıkmış. Sinirlenmiyor musun” diyorlar. Niye sinirleneyim ki! Biri bana laf attığı zaman seviniyorum bile!

- Neden seviniyorsunuz?
Çok sevdiğim bir sanatçı ya da hayranlarım beni eleştirse üzülürüm. Bunlar dışındaki biri bana laf attığı zaman biliyorum ki: İyi bir şey yapmışım! Beni dinlemeyen birini zaten şarkı sözlerim ilgilendirmez. Bir keresinde bir TV programında ismini vermeyeceğim ama bir ağabeyimiz sinema filmleriyle ilgili yorum yapıyordu. Yorum yapmadan önce 90 dakika o filmi izlemek gerektiğinden bahsetti. Sonra programda benim “Bom bom” şarkımdan bahsedildi. Bu ağabeyimiz dedi ki: “İşte böyle şarkıların anlamı yoktur!” Hemen cevabı yapıştırdım: “Yorum yapmadan önce sonuna kadar dinlemeniz gerekmez mi!”

- “Reklamın iyisi kötüsü olmaz” cümlesine ne kadar katılıyorsunuz?
Tabii reklamın iyisi kötüsü yoktur. Ama belli bir sınıra kadar. Kimseye kötü örnek olmamak lazım. Her söylenene laf atmak olmaz. Öyle olsaydı; ben çok kişiye cevap verirdim. Çünkü zaten benimle tartışmaya hazır insanlar var, belli. “Böyle bir albüm mü yapılır”, “Allah Belanı Versin diye şarkı mı yazılır” gibi cümleler sarf ettiler. Ben de derdim ki: “Beni eleştirenler kendi albüm satışlarına baksın!”

Ata Demirer gündemde kalmak için beni eleştirdi-
“Allah Belanı Versin” sözünü bile şarkınızda kullandınız ve büyük bir çoğunluk tarafından eleştirildiniz... “Keşke bu sözü kullanmasaydım” dediğiniz oldu mu hiç?
O sözü kullanmasaydım o şarkı bu kadar tutmazdı. Şarkılar da filmler gibidir bence. Burada bir karakteri canlandırıyorsun. Bir adamın belki hayatında tek kadeh içmeyip, sarhoş rolünü başarıyla canlandırması gibi... Ya da; “Sen filmde adam öldürdün. Seni hapse atalım” gibi bir saçmalık yoktur herhalde. Yani Erol Taş kötü biri miydi! Benim gibi normalde “Allah Belanı Versin” cümlesini kullanmayan insanlar var. Böyle bir sözün söylenmemesi lazım. Ama bu şarkı sayesinde insanlar içlerindeki zehri dışarıya atabildiler. Ne büyük bir iyilik yapmış oldum böylece!

- O dönemde sizi en çok eleştiren isimlerin başında Ata Demirer geldi. Kırgın mısınız ona?
Hayır kırgın değilim. Şimdi düşünüyorum da; Ata Demirer bu konuşmayı belli ki önceden hazırlamış. Demek ki şovunun içinde İsmail YK’ya da bir yer, bir değer vermiş. Yoksa böyle söylemezdi. Çünkü ben sevmediğim insana programımda yer vermem. Çıkıp da; “Şu sanatçı” diye adından bahsetmem.


- Ata Demirer, şovunda sizin üzerinizden reklam yapmış olabilir mi?
Bilemeyeceğim. Belki de olabilir. Belki gündemden yavaş yavaş düşüyordu; benden ve parçamdan söz etme ihtiyacı hissetti. Ama bana çok gıcık olsaydı inanın böyle yapmazdı. Diyorum ya; ben sevmediğim insanın reklamının kötüsünü bile yapmazdım.

Aşk yoksa gideni tutmam

- Madem şarkı sözlerinizde “Yar” sözcüğünü kullanmayı seviyorsunuz. “Yar” dediğiniz biri var mı?
Yok.

- Gerçekten aşkı hissetmeden yazdınız yani şarkı sözlerinizi?
Bazen kendimi aşık insanların yerine koyabiliyorum. Bazen kendimi öyle hayal ediyorum. Ya da ayrıldığım kızı hayal ediyorum.

- Tanınmaya başladıktan sonra sevgiliniz oldu mu hiç?
Oldu.

- Türkiye'den miydi?
Evet. Bazen gidiyorum ya Almanya’ya. Sekiz ay süren çalışmalarım oluyor. Bazen orada oluyor kız arkadaşlarım. Ama biriyle beraber olmak çok zor. Zaten bundan dolayı ayrıldım.

- Hep işten dolayı mı bitiyor ilişkileriniz?
Evet aynen öyle. Şimdi benim yanımda olacak ki görecek neler yaptığımı. Yoksa bu yoğunluğumu ona anlattığımda inanmıyor.

- Peki ne olacak böyle? Siz hiç evlenemeyecek misiniz?
Evlenirim canım. Eğer ben gerçekten aşık olursam, ölene dek yanımda olsun isterim. Derim ki; “Kaçmak” yok. Ama şimdi çok çok aşık olmadığım için; “Ne yapayım canının sağlığı. Gidersen git” diyorum!